Top Menu

7 Eylül 2011 Çarşamba

The Good, The Bad and The Ugly ( İyi, Kötü ve Çirkin )


Yapım yılı 1966. Bir italyan - ispanyol yapımı filmle karşınızdayım. İtalyanca adı Il buono, il brutto, il cattivo olan film İMDB'nin tüm zamanların en iyi yüz filmi arasında gösterilmektedir. Ben de bu muhteşem filmle yeni karşılaştım. İnanır mısınız bilmiyorum ama günümüzün binlerce dolarlık filmlerine bin basan bir yapım olduğunu söyleyebilirim.
Elimizde lakaplarını hakkıyla oynayan üç kahramanımız var. İyi, kötü ve çirkin... Üçü de birbirinden manyak bu üç arkadaş aynı paranın peşine düşerse ne olur?
Western filmlerini az çok hepiniz biliyorsunuzdur. Vahşi Batı'nın kucağında, çölün kızgın kumlarının üstünü adımlayan gözü pek kovboylarımız filmin başından  sonuna kadar bizi şaşırtmaya devam ediyorlar.
Sergio Leone'dan efsanevi bir yapım.



The Good'u canlandıran muhteşem Clint Eastwood'un kariyerinin zirve yaptığı bir başyapıt. Film boyunca ismini asla öğrenemediğimiz sadece Blondie (sarışın) takma adıyla anılan 'iyi' ve The Ugly'i canlandıran Eli Wallach kısaca adı Tuco Benedicto Pacifico Juan Maria Ramirez olan arkadaşımız Tuco beraber çalışan iki hayduttur. Filmin başında Tuco onlarca suçtan dolayı aranan, Sarışın da onu şerife teslim eden iyi bir kovboy olarak görünürken bir sonraki sahnede bu ikisinin beraber çalışan iki haydut olduğunu görüyoruz. İyi, Çirkin'i yakalar, O'nu adalete teslim eder daha sonra ise boynuna geçirilen ipten onu kurtarır. Böylece şeriften aldıkları paraları paylaşırlar. Günlerini mutlu mesut geçiren ikilimiz bir gün yollarını ayırırlar. Çünkü İyi artık Çİrkin'in daha fazla para etmeyeceğini düşünür ve onu çölün kızgın güneşinin altında aç susuz viran halde bırakıverir. Ama unuttuğu bir şey vardır. O da Çirkin... Çirkin lakabını hak eden ve kimsenin ona borcunu ödemeden gidemeyeceği bir adamdır. İyi'yi bulur ve kendisine uygulanan muameleyi aynen ona uygular. İyi ölüm haline gelmişken ve Çirkin'in silahının namlusu alnındayken uzaktan bir posta arabası görünür. İçi ölü adamlarla dolu olan posta arabasında tek bir sağ vardır. O da Bill Carson...



Gelelim şimdi The Bad'i canlandıran ve kötülüğün ayaklı timsali olan zalim Sentenza'ya. Para karşılığı adam öldüren Melek Göz Lakaplı Lee van Cleef içlerinde belki de lakabını en çok hak eden. Her ne olursa olsun aldığı paranın karşılığını fazlasıyla veren bir hayduttur. Kötü yaptığı bir iş sonucu 200.000 dolar değerindeki altının Bill Carson lakaplı bir haydut tarafından kaçırıldığını öğrenir. İşinin ehli haydutumuz Bill'i bulmak için yollara düşer. Ancak ne şans ki Bill çoktan ölmüştür ve son konuştuğu kişiler de İyi ve Çirkin'dir.

Bu dakikadan sonra İyi, Kötü ve Çirkin'in arasındaki düelloya şahit oluyoruz. İyisi mi devamını anlatmayayım. Biraz merak edin.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

eklemek istediğin bir şey varsa çekinme, söyle :)