28 Temmuz 2012 Cumartesi
24 Temmuz 2012 Salı
11 Temmuz 2012 Çarşamba
Bir sayfa, bir hikaye
Ufka bakan gözleri bir anlığına hazince kapanmıştı.
Alnındaki derin çizgiler eski bir hikâyeyi anlatırcasına uzayıp gidiyordu.
Dudakları maziden bir şarkıyı mırıldanıyordu. Çıplak ayakları sahile paralel
bir yol çiziyor, ıslak kumların üstünde uzadıkça uzuyordu. Elindeki kırık
bastonuyla sert adımlar atıyor, bir anlamda omuzlarındaki ağır yükü toprağa
aktarıyordu. Yaşlıydı. Bir kuzgunun son dakikalarındaki asabiliği kalmıştı
hatıra ona. Ne kadar da yorgundu kim bilir? Babadan kalan 60 küsur yıllık
ceketi onu anlatır gibiydi. Dizlerini büktü. Ayaklarına narin dokunuşları ile
canlılık katan, yürümeye devam edebilmesinin tek nedeni olan dalgaları
avuçlarına aldı. Onun için bir sihirdi dalgalar. Zaman gibi, yıllar gibi o da
elinden kayıp gidiyordu. Eski ceketi, asabiliği, hırsı, anıları kadar, dalgalar
da baba mirasıydı ona. Deniz yüreğine demir atmışçasına akıyor… akıyordu. Uzun
uzadıya kum taneciklerini ve dalgaları inceledi. Ayağa kalktı. Bir sigara
yaktı. Dumanı gökyüzüne doğru uzanıyordu. Sigaradan içli bir son nefes çekti.
Batan güneşe bakışlarıyla bir selam verdi. Aniden kumsalda acı bir bağırış
duyuldu.
---“ Baba! Dur! Gitme!” küçük masum bir yüreğin sesiydi
yankılanan… Baba mağrurca arkasını döndü. Oğluna cesur ol dercesine bir bakış
attı. Küçük ama acıklı bir kahkahanın eşliğinde belki de son sözlerini söyledi.
---“ Evlat… Döneceğim... bir gün…” sözleri yarım kalmış
gibiydi. Hüzünlüydü gözleri. Ayrılık vakti gelmişti artık. Denize adım attı. Ve
bir adım daha. Adımlar bir birini izledi. Deniz eski dostuna kollarını açtı.
Sözsüz bir birleşmeden mavi bir yok oluşa doğru baba gözlerini kapadı. Sanki
hiç var olmamışçasına gözden kayboldu. Küçük çocuk ise gözlerinden akan tek
damla yaşla kumların üstüne çöktü. Güçlü bir iradeyle ayağa kalktı. Titremeden
durabilmek için Tanrı’ya yalvardı. Artık hiç eğilmeyecekti. Boynunu
bükmeyecekti. Hiç ağlamayacaktı. Ve hiç yalvarmayacaktı. Gözlerindeki yaşı olgunca
bir ifadeyle sildi. Artık o eski çocuk değildi. Büyüyecekti. Babası… Babası da
bir gün dönecekti. İnanıyordu buna yüreği büyük, küçük çocuk. Arkasını döndü ve denize tek bir bakış bile
atmadan adımlarını izledi. Karanlık, yeryüzüne yas tutarcasına indi.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)