15 Eylül 2012 Cumartesi

İnatçı Keraban - Jules Verne

Ne Öğrendim? 


Jules Verne benim çok sevdiğim bir yazar. Pek fazla kitaplarını okumadım ancak okuduklarım hayal dünyamı baştan başa şekillendirdi. Onun sayesinde dünyayı gezmek en büyük hayalim oldu. Hemen hemen herkes 80 Günde Devri Alem kitabını okumuştur. İşte o muhteşem kitabın yazarı Jules Verne. Peki bu yazarın İnatçı Keraban adında Türk bir ağanın karadeniz gezisini anlatan bir kitabı olduğundan haberiniz var mıydı? Şahsen benim yoktu. Duyunca çok mutlu oldum ve hemen araştırmaya başladım. 
Önce vikipedi'ye bir soralım --> Neymiş bu İnatçı Keraban? 

İnatçı Keraban (Kéraban le Têtu), Fransız yazar Jules Verne’in kaleme aldığı, 1883 yılında yayımlanmış macera romanıdır.
Konusu II. Mahmut döneminde, Osmanlı sınırları içindeki topraklarda geçer. İstanbul, Trakya, Balkan kıyıları ile Anadolu’nun ve Gürcistan, Rusya, Ukrayna’nın Karadeniz sahilleri romanın geçtiği mekanlardır. Romandaki kahramanların önemli bir bölümü Türk’tür. Olaylar, çok inatçı ve eski kafalı, İstanbullu bir tütün tüccarı olan Keraban Ağa’nın başından geçenler etrafında şekillenir. Verne’nin Keraban Ağa’nın şahsında Osmanlı’yı tenkit ettiği düşünülür.
“Keraban” adının Türk okuyucuya fazlasıyla yabancı olması nedeniyle eser Türkçe’ye kimi yayınevleri tarafından "İnatçı Kahraman Ağa" adıyla çevrilmiştir. Yazarın sözlüklerde bile yer almayan “Keraban” adını nereden buluğu merak konusu olmuştur. Jules Verne romanda, Osmanlı vatandaşlarının evlerinde kullandıkları geleneksel yakıta varıncaya kadar ansiklopedik bilgiler verir.
Eser, 2007’de ODTÜ Moder Diller Yüksekokulu Yabancı Diller Tiyatro Atelyesi tarafından oyun olarak sahneye konulmuştur.

Konusu 

Hollandalı tütün tüccarı Van Mitten ile uşağı Bruno bir Ramazan günü İstanbul'a gelirler. Herkes oruçlu olduğu için İstanbul kenti, terkedilmiş bir şehir görüntüsündedir. Van Mitten ile Bruno, İstanbul'da dolaştıktan sonra Jan Van Mitten’in arkadaşı olan İstanbullu tüccar Keraban Ağa ile buluşurlar. Birlikte, Ağa'nın Üsküdar'daki konağına akşam yemeğine gitmek üzere yola çıkarlar. Ancak tam da o gün Boğaz'da karşıdan karşıya geçen tekneler için yeni vergi konulmuştur. Keraban Ağa 10 paralık bu vergiyi ödememeye kararlıdır. Bunun için de Üsküdar'a Kırım ve Kafkasya üzerinden dolaşarak gitmeye karar verir. Van Mitten ile uşağı Bruno'yu da yanına alarak atlı araba ile bir ay sürecek bir Karadeniz yolculuğuna çıkar. Keraban Ağa, demiryolu gibi yeni ulaşım yollarını ve deniz tuttuğu için mecbur kalmadıkça deniz yolunu kullanmayı reddetmektedir. Şaşırtıcı olaylarla geçen yolculuğun ardından İstanbul’a varılmasıyla roman son bulur.


Kitabı henüz okumamış biri olarak net bir fikrim yok. Ancak kahramanın bizden biri olması ve Jules Verne'in deyim yerindeyse evimize konuk olması umutlarımı biraz daha gerçekçi kıldı. En kısa zamanda okumaya çalışacağım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

eklemek istediğin bir şey varsa çekinme, söyle :)

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...