1 Eylül 2012 Cumartesi

The Raid: Redemption ( Serbuan Maut ) : Baskın



BASKIN




Dün izlediğim ancak etkisinden hala kurtulamadığım harika bir yapımla sizlerleyim. 
The Raid: Redemption ABD - Endonezya ortak yapımı, yönetmenliğini Gareth Evans'ın yaptığı ve İko Uwais'in dehşet bir oyunculuk sergilediği, son 10 yılın en iyi aksiyon filmi seçilmiş ve gerçekten adının hakkını veren bir film. 
Tam tamına 101 dakika boyunca gözlerinizi kırpmadığınız bu yapımda İko Uwais'in Jackie Chan'e, Bruce Li'ye, Jet Li'ye ve hatta Jason Statham'a bin basan dövüş hareketleriyle diğer her şeyi unutuyorsunuz. Aksiyon, gerilim ve suçun bir arada olduğu bu film yalnız kabuslarımda olacağını düşündüğüm bir kurguya sahip. Düşünün 30 katlı bir binanın içindesiniz. Ve ölümün kapısını çalıyorsunuz. Sizi sırf zevkine öldürecek, suç dünyasının azılı katillerinden oluşmuş komşular, her katta kameralar var ve yayını azrailin ta kendisi izliyor. Karşılaşabileceğiniz en acı verici ölüm şekilleri. Öyle bir duygu ki ekran başında olan sizler de canınızın yandığını hissediyorsunuz. Son 10 yılın en iyi aksiyon filmi olunca sonuç da bu oluyor. 

Konuya gelirsek:
Özel bir operasyon timi, şehir dışındaki mahallelerden birinde aranan bir uyuşturucu tücarın gizlendiği istihbaratını alır ve adamı yakalamak için oturduğunu binaya baskın düzenlerler. Fakat atladıkları nokta bu apartmanın her katı farklı suçlularla hüküm giymiş onlarca katil, manyak, hırsız ve çeteyle doludur. 

sinemalar.com adresinden aldığım konu olayın özetinin de özeti diyebileceğimiz kadar kısa. En iyisi konuyu bir de benden dinleyin.

İko Uwais ( Rama ) beş vakit namazını kılan, yeni evli, karısı hamile, boş zamanlarını  (süper kaslı vücudunu göstererek : ) vücut çalışarak geçiren elit bir polis abimiz. En iyinin de iyisi. Bu abimiz o sabah kalktığında namazını kılıyor, karısını öpüyor ve normal bir şekilde işe gidiyor. O gün 20 arkadaşıyla beraber suç tanrısı olarak bilinen uyuşturucu tacirini yakalamaya gidiyorlar.  SWAT timi 6. kata kadar başarılı bir şekilde ilerliyor. Ta ki bir çocuk ansızın timi görüp alarm düğmesine 'polis' diye bağırana kadar. 
O andan itibaren ortalık karışıyor ve binanın cani sakinleri 6. katta mahsur kalan polislerin peşine düşüyor. Suç tanrısı hoparlörle tüm binaya bir duyuru yapıyor.
-- " Polis abilerimiz gelmiş. Onları buyur edin de bir çayımızı kahvemizi içsinler. Madem gelmişler boş göndermeyelim." demiyor tabi :) 
--"Madem bu binanın sakinlerisiniz harekete geçin. Şu an kirada oturuyorsunuz ücretsiz yerleşmek için öldürün bunları." diyor. 
Ve o andan itibaren soluksuz aksiyon sahneleri bir bir ekrana geliyor. Daha sonra öğreniyoruz ki Suç tanrısının yanında çalışan bir adam İko Uwais'in ( Rama ) kardeşiymiş. İko da onu kurtarmaya gelmiş. Her ne kadar polis olsa da kardeş sevgisi baskın geliyor. 
Kardeşini bulduğunda " Amca olacaksın. Babam seni çok özledi. Hepimiz özledik. Bırak bu işleri de gel." diyor. 
Ancak inatçı kardeş "Benim bundan başka bildiğim bir şey yok. Ben buyum. Sana hayatta başarılar. Geldiğin gibi git" diyor.  Ama suç tanrısının en iyi adamı, cani, katil Mad Dog'u ( Yayan Ruhian ) unutuyorlar. 100 kişiyi zorlanmadan yenen can polisimiz İko, Mad Dog'u ancak kardeşiyle beraber yeniyor. Hoş bir birliktelik mesajı :)  

İzleyenler tarafından en çok eleştiri senaryoya gelmiş. Filmin sonunun fazla askıda kaldığını düşünüyorlar. Ancak bu her aksiyon filminde olan bir şey. Aksiyonla senaryoyu bir tutmaya kalksalar üç saati aşkın bir film izlerdik. Anlayacağınız film iyi. İzleyin kaçırmayın derim.

Ve inanılmaz aksiyon sahnelerinden kesitler:






                                            Bu da İko Uwais. Çok karizma... 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

eklemek istediğin bir şey varsa çekinme, söyle :)

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...