Bu filmle ilgili söylenebilecek o kadar çok şey var ki hangi birini söylesem bilemiyorum. Replikler, sahneler ve oyunculuk... Sanki hepsinin üzerinde bir yarım asır çalışılmış gibi muhteşem. Natalie Portman ve Hugo Weaving'in oyunculuklarının zirveye çıktığı bir yapım. Öyle ki Hugo Weaving'in canlandırdığı V karakterinin yüzünü film boyunca bir kez bile görmememize rağmen V'yi sanki tanıyormuşçasına içimize işletiyor. Muhteşem derin sesiyle de fikir kavramını en uç noktalarıyla anlamamızı sağlıyor.
Peki kim bu V?
Hükümet halk üzerindeki otoritesini sağlamak için kendi ürettiği bir salgını ülkenin su içme tesislerine yayıyor. Böylece kadın yada çocuk demeden binlerce insanın ölmesine neden oluyor. Halkın önüne de iki şık sunuyor. " Tanrının kurallarına karşı geldiğiniz için ölüyorsunuz. Ya dindar olur bizim partiye oy verirsiniz. ya da ölmeye devam edersiniz." Bu andan sonra hükümet kendi salgınının ilacını yine kendi veriyor. "Bakın biz dindarız, tanrının yolundayız. Tanrı o nedenle bizi iyileştirdi." imajını yayarak insanları kendi çatısının altında topluyor. Ve Tanrı rolüne soyunarak inançlı olmadığını düşündüğü kişileri bir bir aforoz ediyor. Aforoz adı altında topladığı bu insanları birer denek hayvanıymışçasına işkence ve tıbbi deneylere maruz bırakıyor. Bu kişilerden biri de V. Üzerinde oynanan deneyler sonucu hastalığı yenen ve kendi savaşını başlatan V. Deneylerin yapıldığı laboratuvar aniden patlayınca V de alevler içinde kalıyor ancak ölmüyor. Bu yaralar nedeniyle de film boyunca maske ile dolaşıyor.
bu maskenin altında bir yüz var...
ancak benim değil.
ne altındaki kaslardan daha "ben"dir o yüz...
ne de altındaki kemiklerden.
bu maskenin altında
etten daha fazlası var.
bu maskenin altında
bir fikir var!
ve fikirler kurşun geçirmez!..
Geri döndüğünde halkın tamamen hükümet tarafından robotlaştığını görünce kusursuz bir planla karşımıza çıkıyor. Her anını ayrı ayrı hesapladığı bu plan bir saat gibi bir yıl boyunca hiç durmadan işliyor. Bu yolda ilerlerken kader onu Evey ( Natalie Portman) ile karşılaştırıyor. Yani fikri değil maskenin ardındaki adamı gören kadınla... Filmin başında şu cümleleri duyuyoruz.
"Fikirler soğuktur. Fikirleri sevemezsiniz. Onlara aşık olamazsınız." Herkes V maskesini takmış yollara dökülürken Evey o maskenin ardındaki adamı düşünüyordu. Son anda bile onun yolu ve misyonu için savaştı o kadın.
İşte filmden replikler:
--Sapkın, eski niyetler bile kutsal kitaptan çalınırken, ben en çok şeytanı oynarken aziz gibi görünürüm.
--Korku, bu hükümetin esas aracı haline geldi.
--Kurşunlarınız var, ancak silahlarınız boşaldığında ölmüş olmamı ümit edin. Şayet ayakta kalırsam silahlarınızı dolduramadan ölmüş olursunuz.
(Defalarca kurşunlandıktan sonra) Sıra Bende.
--Bu maskenin altında etten daha fazlası var. Bu maskenin altında bir fikir var, Bay Creedy. Ve fikirlere kurşun işlemez.
--hayır,lütfen... Bu maskenin altında bir yüz var, ancak o ben değilim...bu maskenin altında kaslar var ve ardında kemikler...
--İşte! İlk kez ben de nefret olduğunu sanmıştım. Tek bildiğim nefretti, nefret dünyamı sarmıştı,nefes almam bile nefret doluydu.. Vesonra bir şey oldu,sana olduğu gibi...
--Burada 872 tane şarkı var... Hepsini dinledim, ama hiç biriyle dans etmedim.
--dans edilemeden yapılan devrim yapılmaya değer değildir.
--Tanrı gibi ben de işimi şansa bırakmam ve rastlantıya inanmam.
--Bu yüzden kötülüğün üstüne şeker serpeceğiz.
--Ama böyle vukuatlı gecelerde doğru yerlere vasıl olduğum için kendimi size tiyatral bir varlık olarak sunma gereğini duyuyorum. Voila! Karşınızda basit bir vodvil gönüllüsü var, vicdanın hem kurbanı, hem de katili olarak savaşan bir gönüllü. Yüzümdeki bu maske vasat bir görüntü yaratmak için varolan bir kostüm parçası değildir.
--Verilecek tek karar intikamdır. Bir kan davası, ve bir amacı var boşuna değil. Değerler ve dürüstlük vakti geldiğinde kazanacak, ve zulüm son bulacak biliyorum.
--Uzmanlık alanım ritm sazlardır ama bu gece bütün bir orkestrayı kullanmak niyetindeyim. Bana katılırsan büyük onur duyarım.
--Ama Sabret Bu müzik adalet için çalacak ve ben bu konçertoyu bizden alındığı günlere ithaf ediyorum ve adalet gözettiğini sanan sahtekarlara tabiki.
--Hatırla, hatırla, 5 Kasım gününü hatırla, patlamayı, ihaneti ve komployu, bu ihaneti unutmak için hiçbir neden bulamıyorum.
--Burası evim, ben gölge galerisi diyorum.
--Çalmak malın sahibinden olur. Eleştirenden çalamazsın, benim yaptığım temizlemekti.
--Seni orda bıraksaydım şu anda Creedy nin sorgu hücresinde olurdun, tutuklarlar, işkence ederler ve beni bulmak uğruna belki de öldürürlerdi. Yardımından sonra seni bırakamazdım, bende seni güvenli olabileceğini düşündüğüm tek yere getirdim, evet, evime.
--İnsanlar hükümetlerinden korkmamalı, hükümetler insanlarından korkmalı.
--Binalar semboldür, yok etmenin bir sembolü. Sembollere insanlar güç verir, tek başına semboller anlamsızdır, ama yeterli sayıda insanla, binaları(sembolleri) havaya uçurmak dünyayı değiştirir.
--Şiddet iyi yönde kullanılabilir.
--seni on dakika önce öldürdüm.
--Ve sen bütün alçaklığımı ortaya çıkardın ve yine sen kutsallığı kullanarak eziyet ettin. Aziz kılığına girerek şeytanın rolünü üstlendin.( Piskopos: Lütfen merhamet et!)Bu gece olmaz, piskopos bu gece olmaz.
--Gerçeklerin gücünü bildiğim sürece kainatı bile fethedebilirim...
fayt klap üzeirnden esen ölü bir rüzgar yalan sistemi yenen yalancı kahramanlarla donatılan bir dünyanın ezgisi
YanıtlaSil