26 Ağustos 2011 Cuma

Sevgili'ye, Şiir dünyasından lezzetli bir tat...

             Bir gün içimden garip bir şekilde yeni bir şiir okumak geçti. Normalde evdeki kitaplardan büyük üstadlar haricinde başkasına bakmazdım. Canım sıkıldı ve antoloji.com'u açtım. Böylece gerçekten okunmaya değer ve hakkını vererek yazılmış bir şiirle karşılaştım. Yazarı her ne kadar yeni tanımış olsam da bütün kalbimle tebrik edip saygılarımı sunuyorum. Gerçekten övgüyü hak ediyor. Böyle devam ustam....




* * * Sevgili'ye
Ufkumdan perdeleri çekilen zamânın ardında,
Olimpos Zirveleri'nde doldurmak üzereyken mîâdını;

Kaybolmuş aşkların mahzenlerinde,
Unutulmaya yüz tutmuş,
Tozlanmış dökümanların arasından çıkardım Adın'ı...

Bir Alaturka Saat'in tepesine tünemiş Zümrüd-ü Anka,
Saat başı vird hâlinde yâdını

O yemyeşil gözlerini anlatmaya çalışan,
Hangi nota, hangi şiir, hangi destân;
Hezîmetle bitirmemiş ki maksâdını?

Sen,
Pontus Ülkesi'nin,
Rum'luğuna sâdık kalmamış, Peygamber hitâplı Kadın'ı;

Târih silecek mi,
Kaya gibi dişlerimde iz bırakmış, dudaklarının tadını? ! ..


*** Daha Belkıs tüylü topuklarıyla yaslanmıyorken Tahtı'na,
*** Sangarios Efsânesi, yazılmamış mıydı senin bahtına?


Say ki;
Alnın duvak görmemişken,
Gizemli Sunaklar'da,
Perili Konaklar'da
Benimle yatmadın! ..

Say ki;
Meryem gibi istisnâsın, bir kez bile tatmadın

Say ki;
Cüneyd gibi seccâdeni gönül ırmağıma hiç atmadın,

Say ki;
Edhem gibi tâcını, tahtını, bir ânlık vuslâtıma satmadın

Say ki;
Kader çizgisini, semtime uğratmadın;

Kırılır Kalem, çıkar yollar Bezm-i Elest'e,
Hiç mi hesâba katmadın?

Oysa,
Kaldır başını da seyret Levh-i Mahfûz'u,
Benimle birlikte Adın! ..

Ellerini, akd-i nikâh için duâlara da mı kaldırmadın?

Yoksa,
Sen, benim hiç bir şeyim de mi olmadın?

Eyy Masallar Ülkesi'nin Sultânı Kadın! ..


*** Daha dîvâneye döndürmemişken âşıkların kim kaçını,
*** Daha Râhipler kırmamışken senin için Haç'ını,
*** Parmaklarım kavramamış mıydı altın tozu saçını?


En müstahkem ümidsizlik kapılarının arkasına,
Bir daha hiç görünmemek üzere saklanmış olsan da,
Karşına yine ben çıkacağım!

Son Brandenburg kalıntılılarını da,
Yeni bir Ekim İhtilâli ile,
Müfreze vâveylâlarının üzerine yıkacağım!

Zannetme ki;
Ferhât gibi dağın ardını görmeden bıkacağım!

Kıskansın Memphis'in mumyaları!
Kıskansın Ramses!
Kerpetenler açmamacasına avurtlarımı sıkacağım!

Bir Yûsuf kurtulmaya görsün Kreuzberg Zindânları'ndan;
Züleyhâ'ya inâd,
Azîz'e inâd,
Binlerce Yûsuf'u zindâna tıkacağım!

Hele zangırdasın Wedding Katedrali;
Ay ışığı görmeyen gecelerde,
Glockeleri'nin doruklarına çıkacağım!


*** Daha Şehidlik'de okunmazken Fâtihâ, bir tâze Rûh'a;
*** Âlem-i Ervâh'ta künyelenmemiş miydik cümle Gürûh'a?
*** Daha?
*** Dahası yok!
*** Dikildi gözleri Havârîler'in, Beyt-i Makdîs'de çarmıha;
*** Son vuruş, o son vuruş da balyozumdan olacak mıha! ..


04.05.2002 Münih 04:25
 
Mustafa Engin Karatay

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

eklemek istediğin bir şey varsa çekinme, söyle :)

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...